Yalnızlığa dayanırım da,
Bir başınalığa asla.
Yaşlanmak hoş değil duvarlara baka baka.
Bir dost göz arayışıyla.
Saat tıkırtısıyla...
Korkmam, geçinip gideriz biz mutluluğuyla,
Ama ;
'Günün aydın , akşamın iyi olsun' diyen
biri olmalı
bir telefon sesi çalmalı ara sıra da olsa
kulağımda.
Yoksa ;
Zor degil, hiç zor değil, demli çayı bardakta karıştırıp,
bir başına yudumlamak doyasıya,
Ama:
'Çaya kaç şeker alırsın?'
Diye soran bir ses olmalı ya ara sıra...
Sonunda bir düğün merasimini de atlatmış bulunuyorum..Çok sevgili kankam Halit'in abisini evlendirdik bu hafta sonu.. baya yorucu bir dönemdi benim için..Off off..Üzerimde ki kıyafet tamamen anne zoruyla giydirilmiş ve sonradan benim dağınıklığımla saçılmış bir kreasyon olup way be ne şişkoymuşum dediğim bir poz.. :DArkadaki demirli yer ise benim "mapusum" da diyebileceğim iş yerim...
Ve yeni yeniden bir berber hatası sonucu ve ardından eh değişim iyidir diye kendimi avutmalarımdan birisi daha.. ben kendisine eskiden yaptığım gibi çizgi şeklinde istediğimi belirttiğim halde benim kör berber ki cidden öyledir çocuk paso yamuk kesio ve nası oluyorda göremiyor şaşıyorum.. Abeeem şurasına fazla dalmışın..Abeeeem şurada çok dik inmişin.. off yoruyor beni yoruyor.. neyse durum budur .. az daha uzatıp ucuna boncuk mu taksam ??? fikirlerinizi beklerim.. :)
sevmenin pek az çeşidi vardır gönül raflarında. birini ya da bir şeyi, seversiniz ya da çok seversiniz.
ama iş sevememeye gelince sonsuz seçenek vardır önünüzde. ister sinir olursunuz, ister gıcık olursunuz, iğrenirsiniz, tiksinirsiniz. hatta sık sık nefret bile edersiniz.
ne yazık..
ne yazık insan sevmeme çeşitlerine harcıyor mesaisinin çoğunu. oysa sevin dedi tanrı. adı sevgili olanlar bile karşılık istiyor kalbinin atış hızına. ben seni seviyorum ama dur bakalım sen de beni benim seni sevdiğim kadar seviyor musun.
oysa sevin dedi tanrı. önce sizi sevmeyenlerden başlayın işe. karşılık istemeden, pazarlıksız sevin. sizi seveni de sevmeyeni de.
yalnızlık her kimliğe doğuştan yazılı tek uğraşıdır insanın bir yaşama sırasında. tek sermayesi sahip olduğu tek şeydir kıymetini bilmelidir dedi.
yalnızdır insan hep kalabalıklara karışma telaşı bundandır. kalabalık yalnızlıklar yalnız kalabalıklar oluşur şehir şehir ülke ülke.
kalabalık arttıkça artmaktadır yalnızlık da.
insan bir ölümü istemez bir de ondan beter yalnızlığı ama ikisi de muhakkak gelir başına bir yalnız yaşama sırasında.
ölümünün değil ama yalnızlığın bir tek çaresi var dedi. tek çaresi aşktır bir yalnız yaşama sırasında nefes almanın. aşk da zaten iki yalnızlığın ortak bir yalnızlıkta buluşmasıdır dedi. aşık olun gösterin birbirinize yalnızlıklarınızı. nasılsa ayrılık insanın kendi tek kişilik yalnızlığını özlemesi. sade ölüm değil ayrılık da yaşamın emri.
evet söyledi ya da ben duydum. duyduğuma göre elbet bir ses söyledi bu söylendikçe usülen söylenir olan sözleri. evet duydum söyledi. her duyduğum ağladım. pek çok ağlayışım sırasında duydum. kalbim tutanak tuttu duyduklarıma.
soruldu dedi cevap alındı. yaşamak dedi tek marifetiniz biraz özen gösteriniz.
zulüm kimse zalimlilk yapmayınca biter, mazlumlar dahil dedi.
ama yapmayın o daha bir çocuk dedi tanrı. ya gördüm neyleyim insanlar vardı duvarın içinde. ya ben hep duvara konuştum, ya da duvar değil konuştuğum, içinde insanlar var. nedense beni anlasın istedim içinde insan olan duvarlar. bilmiyorum belki de ben gerçekten delirdim onlar haklı belkide. içinde değil duvarların insanlar, sadece arasındalar.
Yaz sıcaklarının hakim olmasıyla birlikte sakallarımın içinde kalan bölgelerde çeşitli organizmalar türemiş bulunmaktaydı..Buna iğrenç bi şekilde sivilce demeyeceğim öle gözle görülür birşey değil fakat içinde kistimsi bir olgu oluştu..Belki de içimden fırlamaya çalışan şeytanın tohumudur..Bunu da bilemicem.. O kadar kilise camii dolaştım hangi arada sızdı bedenime farketmedim bile.Olan oldu ve bende bir değişim oldu.. Bu değişim içerisinde yok olmamak adına,gidip bu illetten kurtulma çabalarına girdim.. Sakalları kestirip kutsal su ile yıkandım..