Heroes'un merakla beklenen 3 sezonu tabi ki Amerika da yayınlanmaya başlayalı çok oldu.Ama maalesef Türkiye'de 30 Kasımda ekranlara gelmeye başlayacak..Gerçi bu sefer biraz erken denebilir bu sürece şuan hali hazırda Chapter 10 yayınlandı..Bende ne yapsam neyapsam da izlesem derken sonunda ilk 9 chapter i bi yerden buldum ve hiç gözümü bile kırpmadan bi oturuşta izledim bitirdim..Şimdi yaptığım hatanın farkına varıyorum beklemek zor geliyor yeni bölümlerini..Azcık dizinin bu yeni sezonundan bahsedeyim de milletin merakını geberteyim dedim...
Cidden şimdiye kadar ki en iyi sezon bu diyebiliriz.Herşey tepe taklak bi durumda..Karşımıza ilginç sırlar açığa çıkıveriyor..Zaten sloganı da 2 taraf vardır diye başlıyor karanlık ve ışık..Bu sezonda kim iyi kim kötü biraz anlamakta zorluk çekebiliyoruz..Ki düşünün yani (kimseler sevmesede benim en sevdiğim karakter) Sylar iyi oluyor..Dizide yine geleceğe gidip gelmeler mevcut..4 yıl sonrasında kim derdi ki Sylar ın güçlerini bi kenara bırakıp oğlu için yaşayacağını?
Hep başından beri dizinin bi kişinin ismi geçip duruyordu ama ölü olarak..Birden o kişinin ölmediğini ve bu kötü adam vardı ya asıl buggy man işte o olduğunu görücez..Peter,Nathan in bi kardeşi olduğunu öğrendik hemideee Gabriel..Yani Sylar..İzlememiş olanlar için baya diziyi paramparça ettim heralde..Birileriyle oturup konuşmak istedim izlediklerimi ama nedense çevremde Heroes hayranı pek kalmamış..O yüzden bi yerlere yazmam gerek diye düşündüm.Hiro'nun ben kahraman olmalıyım nidalarıyla yaptığı hataları görüyoruz..Ki bu cidden dünyanın sonunu hazırlayan hatalardı..Diziden direk Hiro yu atsak valla güllük gülistanlık yaşıcaklar aslında..Claire iyilik meleği olacam derken sanırım o da kötülere karışıyor..Ana karakterlerden Niki Sanders ölmüştü malum..Ben ihtimal vermemiştim ama cidden ölmüş..Onun da yolunu bulmuşlar eh Ali Larter yabana atılacak kadın değil ya..O yüzden hikayeye onun üçüzü olduğunu eklemişler bu da Tracy Strauss..Kendisi dokunduğu herşeyi dondurabiliyor..Nathanla aşk yaşıcak..Ve hepimizin en sevdiği karakter yani Matt Parkman..O da aşka karışanlardan Daphne diye bi fransız sarışına aşık oluyor ve ileride çocukları olucak..Suresh e gelelim hiç sevmezdim kendisini hala da sevmiyorum ki millet nefret edicek nerdeyse ondan..Maya yı kurtarcam derken içinde bi bencillik ve güç hissi yaşıyor ve deneyini kendi üstünde deneyip iğrenç bişilere dönüşmeye başladı..
En büyük patronu da söleyim sözlerimi bitireyim..O büyük güçlü patron ise Arthur Petrelli..Nathan ı öldürmek istemiş aslında..O ilk bölümde olan araba kazasını o planlamış,karısı da ona engel olmak için adamı zehirlemiş ama doktorlar yalan söleyip öldü demişler..İlginç bişi daha Sylar aslında ilk başta intihar edicekmiş ama Elle kurtarmış ve onun kötü olmasını sağlamış Şirket adına..Yani boşuna günahını almışız adamcağızın..
I dont mind it
I dont mind at all
Its like youre the swing set
And Im the kid that falls
Its like the way we fight
The times Ive cried
We come to blows
And every night
The passions there
So its got to be right
Right?
No I dont believe you
When you say dont come around here no more
I wont remind you
You said we wouldnt be apart
No I dont believe you
When you say you dont need me anymore
So dont pretend to
Not love me at all
I dont mind it
I still dont mind at all
Its like one of those bad dreams
When you cant wake up
It looks like youve given up
Youve had enough
But I want more
No I won't stop
Because I just know
Youll come around
Right?
No I dont believe you
When you say dont come around here no more
I wont remind you
You said we wouldnt be apart
No I dont believe you
When you say you dont need me anymore
So dont pretend to
Not love me at all
Just dont stand there and watch me fall
Because I, because I still dont mind at all
Its like the way we fight
The times Ive cried
We come to blows
And every night
The passion's there
So its got to be right,
Right?
No I dont believe you
When you say dont come around here no more
I wont remind you
You said we wouldnt be apart
No I dont believe you
When you say you dont need me anymore
So dont pretend to
Not love me at all
Belki bir parça ömür bulunur bir yerde
Belki içine biraz hayat konulur
Belki ölmeden insan olunur yine
Belki biraz da hava solunur
Belki bir gün
Ağaçlar kök salınca
Hepsi göğsüme batınca
Tek odalı kağıttan şatomda
Uyanırım belki
Yalnızken kırık yatağımda
Alışırım zamanla
Bu kadarı var bana hayatta
Yetinirim belki
Belki bir parça akıl bulunur bir yerde
Belki içine biraz zeka konulur
Belki bir gün
Ağaçlar salınınca
Rüzgar göğsüme dokununca
Camdan dışarı bakınca
Anlarım belki
Yatağımı onarınca
Dayanamam yalnızlığa
Daha fazlası var hayatta
İsterim belki
Bedük'ün uzun zamandır beklediğim albümü en sonunda piyasada ki yerini aldı..Tarzıyla zaten müzik dünyamızda farklı bi yerde olan Bedük albümde her işi yapan adam olarakta hayranlığımızı kazanıyor..İlk çıkış şarkısının ismi "Automatik"..İlk klipte buna gelicek şarkının sözleri şöyle...
Would love to make a hip track
But don't know how to handle that
Expectations off the ground
I still feel I'm moving back
Moving forth moving back
Would love to make a loos track
But tell me can you handle that
Got to keep my head clean
In case I might need it back
Moving forth moving back
I'm goin down down
Nothing much to do now
I lost my head aw!
Everbody wave now
Go with the flow now
Dance automatic, electronic, cybersonic,systematic
It's not a secret it's not a shame
I can say what I want to and I'm OK
My obsession is to get you up
And make you dance 'till you drop
I'm moving back I'm moving forth
I'm moving like I don't have time
To get those tunes out of my mind
Get ready for the pump now
Move it back move it forth
Move it back move it forth
Orta yaşlar yakın
Ne çok zaman harcamışım
Şimdi ne koparırsam kar
Dünya işleri beklesin dinlensin biraz telaşlar
Kaçırmadan trenleri
Bizi terkemeden aşklar
Dost gördük düşman gördük
Alıştık haline
Hayat biraz da tesadüf bu yüzden
Ömür geçiyor güzelim hadi
Kalbini dinle
Esas işimiz yaşamak olmalı ille de ille
Ömür geçiyor güzelim hadi
Kalbini dinle
Esas işimiz yaşamak olmalı ille de ille
Fazlasında gözüm yok hiç
Dünya malı en nihayet
Ne ağır kayıplar verdik
Lakin kopmadı ya kıyamet
Küçük şeyler sevindiri beni
Mesela biraz nezaket
Dost gördük düşman gördük
Alıştık haline
Hayat biraz da tesadüf bu yüzden
Küçük şeyler sevindiri beni
Mesela biraz nezaket
bağa girdim yaprağa
I was crazy about you
I, didn't want to be without you
And I, lost what I had and now your gone
You, you always meant the world to me
You, you never wanted much you see
And you, you changed my life but now you gone
In my heart you were the one
But now, now your gone
Your photograph brings back sweet memories
Something about you
I don't know what it is
Your face so young the days so long
But now, your gone
In my heart you were the one
But now, your gone
Yeah now, now your gone
But now, your gone
Jeff Lynne
Ayrılık sonrası şarkılarından favorim..Mutlaka dinlenilmesi gereken bir şarkıdır kendileri..Geçmişte ki birisine duyulan özlem,ve ona sölenememiş cümleler..Günün anlam ve önemini arz eden yazılarımız sırasıyla gelicektir...:)
Televizyon ve gazetelerde neredeyse her yerde bahsi geçen bir insan bu..Ha insan demek ne kadar doğru bilmiyorum da..Hayatımda en nefret ettiğim şey küçük çocukları (yaşı ne kadar büyük görünsede hala çocukça hissedenleri) kullanan yamyam kişilikler...
Bu konuda fazla yoruma gerekte yok aslında..Kişiye o kadar söz söylendiği halde utanıp ortadan toz olacağına (ki ben direk intihar ederdim) daha da medya maymunluğunun peşinde..
"Ben hayatlarına girmeseydim hepsi fahişe olurdu.." diyen bir insanı bunca zaman okuyan kesim eminim ki beyinlerini yıkatıp temizletme ihtiyacı duyuyorlardır..Penguen dergisinin kapağı bu konuda cidden hoş olmuş...